9 Nisan 2014 Çarşamba

Manastırlı Hilmi Beye Dördüncü Mektup, E.Cansever

MANASTIRLI HİLMİ BEYE DÖRDÜNCÜ MEKTUPYıllar geçmedi, yıllar eskidiDokunduğum yerde kalıyorumYaşlı bir kelebek gibi.Yeni bir renk buldum bugün, suyun akışı rengiOyuğumdan çıktımÇıkmamı duydumBir süre yürüdüm yürüdümHiç kimsenin ağzını dayayıp daSuyunu içmediği bir çeşme gibi durdumDurdum kiÖnce bir elektrik mavisi çöktü içimeSanki bir suya anlatıldım da bilinemedimBenBenzersiz bir geyiği okşar gibiSevgisizliği okşayıp geçtimYol boyunca insanlarınUzak yakınlığınıOkşayıp geçtimSinema girişlerindeki fotoğraflara baktım -bir süre-Çürük elma kokulu bir sokağa girdimKüçük bir alana çıktımCemal'i okuldan aldımSonra...Kestiydim saçlarını çoktanGözleri bir çift medüza şimdiCemal'inKurtuluş'ta unutulmuş bir bahçe içinBahane CemalKolları iğreti, kısaKır yolları gibi tekdüze bir anlatım yürüyüşündeAnlmasızVe yanyana gelince beton yapılarlaHep aynı soğuk ve yapışkan hüzünYedeğine alıyor ikisini deOysa pencerelerden sarkan ışıklar bileHerbiri başka başkaAcılar başka başkaHer günkü sözler, her günkü konuşmalarAynı plaklarda aynı şarkılarTutmuyor hiç birbiriniVeMutlulukBir kibrit çöpü ne kadarcık yanarsa.Eski bir lokantadayız Hilmi BeyBeyoğlu'nda, arka sokaklardaKarşıdaki vitrindeYeni cilalanmış bir tabutBu garip gün sonundan sankiPespembe üç haç eklenmiş ağzınaCemal'inSadece pasta yiyor şimdilikDuvardaki denizkızına bakıyor ara sıraBir düğmesi kopuk ceketininTırnakları tertemizGömleği buruşuk -biraz-Bazı belirtiler bazı belirtilerle buluşuncaSözleşiyor kafasında insanın:Bu çocuk beni hiç sevmediSevmeyecek.Kim kimi sevdi? kim kimle yaşıyor ki?Bezik oynuyoruz, rakı içiyoruzVe konuşmuyoruz gerekmedikçeArada mektup yazıyorum sanaAh, olmayan sana. Hiç olmadın kiBunu kendime, Cemile'ye söylüyoruz.Bitti yalnızlıklar, bir büyük yalnızlık var artıkİki kaktüs gibiyiz Cemal'le benKendi çöllerimizden koparılmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder