26 Eylül 2015 Cumartesi

Sunak, T.Uyar

SUNAK ilkin bir kadını kestiler soyup giysilerinisonra kitapları yaktılar, suları kestilersu bir ulusun özlemidir bu yüzden dağlara bakarlarbir silâh olarak alınır satılırve ıslatır esirgemeden bir rençberin boğazını oysa ay bir ateş gibi yağıyorusul usul terliyor bir batık gemikan sızıyor bir halkın dinmeyen uğultusundanve eskiden bir şehire girdiğimi hatırlıyorumbir şehire yerleştiğimi hatırlıyorumrüzgârın eskittiği bir şemsiyeylesuyun paslandırdığı bir silâhlaherkes gibi bir avuç bedenimleyarım dirimler yarım ölümler taşıyarakbir denizin altındanoldukça ağır bir denizin altındanağzı tıkalı bir sürahi gibisuyun yüzüne çıktığımı şimdi artık neyi hatırlasam bir anı oluyorörneğin bir adamın içkiye düşkünlüğünübir kadının sunuluşunu soyularakkanım mı hatırlatıyor ben mi üflüyorumgidip toparlıyorum bir yerlerden başkaldıran gölgemi diyorum ki ey batık gemiartık kar yağıyor güvercinleresokak alışılmış düzenini sürdürüyorharcayan kıllı elleriylesunak kan içinde, kan içinde sunakalıp boyuyor gövdemizi sokaktayım ve herkes alışkınhatta bekliyor onu durmadanbir soylunun serinleme alışkanlığıylabir ağustos akşamındadurmadan kurban, durmadan sunutükenmeyen açlığına düzenindöğüşmeyi ve kanı hazırlıyoraşkın son kertesinionu, durmadan şimdi ey eski gümüş, batık gemi, diyorum kiher yerde seni hatırlıyorum durmadansaat kaç olursa olsun, takvim ne derse desinaçlıkta, bir bıçağın kabzasında ve dağdadurmak istediğimi hatırlıyorum durmadanitilirken ve dövülürken ve kovalanırkengüneş batarken ve doğarkenbir parmaklığa dayayıp ellerimidurmak istediğimi hatırlıyorum durmadanitilirken ve dövülürken ve kovalanırkengüneş batarken ve doğarkenbir parmaklığa dayayıp ellerimidurmak istediğimi sunak inceltir coğrafyasınıakşam bir dinginliğe benzer kendiliğinden II dünyayı en çok sevdiğim zamanher şeyi en çok unuttuğum zaman sanılırçünkü kuşların güzle güneye gittiğine inanılıroysa taş kırmanın ve otel inşa etmenin mevsimi yokturcepte tabanca da cigara paketi arar gibi aranıradamoğlu hırçın bir kış gibidirdoğrusu hırçın bir kış niteliğindedir birden akidesi parlayınca fosforundünyanın elbette sonu vardıryani sunak temizlenir kandansunmanın önü alınıren denize yatkın küreklerleustaca biçilmiş kerestelerve usturlâpın en alâsı iskenderiyedenve haritanın en makbulu kanla yoklanansonu vardır imdibu böyle nasıl bir bahardırbütün sürgünlerin lâhana olarak hesaplandığıbütün harfler anlamını yitirmişbütün sokaklar geliş geçişe dardırve acılar bütün etkisini yitirmişgemiler bütün limanların uğraşı III dünya bir sunaktırsonunda kalemlerin bile sunulduğuişte benim kanım ortadaakmıyor artık IV sakinim bütün gece boyuncabaşımı değişmeyen düşüme koyuncalâleler kızıllaşır menekşeler morlaşırsütçü gelmez kapıya vurmazgazeteci de öylebilirimdünyanın sonu vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder