5 Ağustos 2014 Salı

Çırılçıplak Bir El, M.C.Anday

ÇIRILÇIPLAK BİR EL

Garip bir kuş, kimliği saptanamamış, gerçek yağmurun bacası, başı boş evler nasıl büyürse bir şaka gibi, bıçağı bağ bozumu için ısıtalım, nasıl olsa gözleniyoruz, güneş bana bakıyor uykumun üzerinden, ben de düşlerimden bakıyorum tanrıya, gel dokunalım beklenen kadınlara, çünkü ilk gelenim ben kıyametten sonra, çizdim gökyüzünün çizgilerini, doğru ve yanlış tümceler, ey benim gizli ordumun barbarları, vakit akşam özenle dikilmiş, unutma ki öldürerek kurtarıyorsun beni, gömülü durmuşsam hep, kutsallığını hiç unutmadım saatin, matematik eşitleme gibi, bu ören belleğe taş kabartmaların yüklediği göğüsler hâlâ kız adlarını taşıyor okşamalarla ve acının ovalarını sana açmayacağım, çünkü kazıdım anayurtları ne yankılasınlar kapaksız gözlerimizi tarla kuşunun sabırsızlığından, su bizi gözetliyordu, bir zehir kıskançlığı ile, bencil Romeo, ey hisar ve üstünde uçan martı, biliyorum saygınlığı ve gizli süslerini mağaraların ve çılgınlığın, bilgelik pencerenin yanındadır, yalın doğrunun bir gün ortaya çıkacağı karaya vurmuş bir gerçektir, artık renk gibi seviyorum üzüntülerimi, özgürlük bir ikindi vaktidir, kendi yaratımını olağan kılan kurtarıcı, atlar, ay, uçurumu güneşin, bizi dilsize çeviren ürün, ey tutkulu yün, evli karım, üşüdüğüm denizler, kemikler, tanımadığım uzak toprak, kalabalığın derinlikleri, ötede çok ötede biçimsel kavram, tümümüz Kıral Dimitrios gibi giysi değiştireceğiz bir gün, kaç yıl aradık Hızır'la İlyas'ın buluşmasını, sınırı yok lamba ile gecenin sabahla akşamın sınırı yok, sizi seviyorum eski düşlerim, ama hangi çağdan, oturmuş düşünüyordum, belki hiçbir çağ yok ve kimse aldırmaz yaşamadığına ve aldırmaz hep yaşadığına, mutluluğun kimsesizliğinden başka.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder