27 Eylül 2014 Cumartesi

Seniha'nın Günlüğünden II, E.Cansever

SENİHA'NIN GÜNLÜĞÜNDENII Bir ruh mu bu kadın —Cemile—Nereye değdirsem ellerimiMasaya, perdeye, konsolaOnunkine değmiş oluyor birazİnatla çekiyorum. Ellerimi çoğu kezGizlemem bundan. Tren istasyonlarına gidiyor —nedense—Bir başına oturuyor parklarda—Cemalle bazan—En çok da akşamüstleriBilmem ki bu gizemli saatlerde ne buluyorDolaştığı yerleri mi süslüyorDoğayla, kentle süsleniyor mu yoksaBirini mi bekliyor —kimbilir—Kendiyle değil, sadece duruşuyla—Vakitsiz çiçek açmış bir nar ağacıBulanık günün içinde— Ve ağır ağır, bir ibre gibiTam kendine dönüyor kiEve koşuyor aceleOdasına kapanıyorYazıyor yazıyor yazıyorKitliyor çekmecesine yazdıklarınıTelaşla çıkıyor odasındanCemile, diyorum, derdemezYüzüme bakmadan rakısını dolduruyorEster'se bir ucunda salonunBakıyor bakıyor bakıyor bizeCemile'yeO kadar bakıyor,kiSanki yazdıklarını okuyorSaat on yedilerde böyle oluyor. Masa ortüsündeki kırmızı lekeyiYıllardır silemedim—Şarap lekesi? belkiDeğişti rengi artık—AnımsıyorumKimin vurduğunu o tavşanıBembeyaz bir kayanın dibindeVe bembeyaz bulutlar vardı gökte     (Ölen her canlının son sesi     Bir yaşam dolusu sesten     Daha çok akılda kalıyor)İşte bu onun sesiElinde bir tüfek, utkuyla bağırıyorİzmir'de, Karşıyaka'daSaat on yedilerdeOlursa bir de böyle oluyor. Fransız okulunda bir öğle sonrasıBütün yüzlerde bir öğle sonrasıŞiirler okuyorum Rimbaud'dan«Bir akşam kucağıma oturttum güzelliğiAcı buldum onu, sövüp saydım.»Anımsayamıyorum gerisini—Kaç yıl mı geçti?—Elimi tutmuştu o oğlanGözleri griyle karışık maviYüzünde güneşle parlayan çiller—Kaç yıl mı geçti?—Gelip çatlıydı o düğün günüPera-Palas'ta bir akşamAkşamın en ince köşeleriKimler yoktu ki —o zamanlar çok kalabalıktık—Bir fotoğrafta tam on yedi kişiFotoğraflar..      (Yaslamış bir ağaca omuzunu     Ben     Birlikte bir gülü tutuyoruz     Onunla ben     Bir vapur güvertesinde, denize bakıyor     Ben     Bir otel kapısındayım, izmir'de     Ben.) Zamanlar geçtikçe nedenMutluluk mahzunluk oluyor fotoğraflardaAcabaKeder mi, acı mı, hüzün mü dünyanın rengiMahzunluk mu yoksa yaşamVe doğruyu söyleyen yalnızO mu, Rilke miÖlümünü içinde taşıyan. Aşk mı yok ettiydi kocamı—Ah, aşkların çocuk bahçesiNeden ömrün çok kısa—OysaBaşlamak ne kadar güçtür, ne kadar incelikliSürdürmek, sadece sürdürmekÖylesine kolay:Hiçbir şey olmamış gibiKalp atışları, saat zembereğiYıllar yıllar yıllarÇözülmemiş bir bıkıntıyla birlikteKalıcı bir gülümseme yapıp da sevgisizliği.. Ek: bugün pazartesi, belki de pazartesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder